Diyetlerde sıkça kullanılan “acı kavun” ekstresinin meme kanseri hücrelerinin gelişimini durdurup öldürdüğü ve ileride meme kanserini önleyici bir madde olarak kullanılabileceği belirtildi.
Araştırmayı yöneten Saint Louis Üniversitesi Patoloji Profesörü Ratna B. Ray, sözkonusu ekstrenin hücre iletişim kanallarından birçoğunda etken olduğunu kaydederek meme kanserinin önlenmesi için gıdalarda bir katkı maddesi olarak kullanılabileceğini söyledi.
Bilimsel adı Momordica charantia olan ve halk arasında “acı kavun” ya da “acı kabak” olarak bilinen bitki zaten ötedenberi Hindistan, Çin ve Güney Amerika’da yaygın olarak diyabet hastalığının tedavisi için kullanılıyor.Ray ve ekibi, ekstreyi meme kanseri hücreleriyle, meme epitelyel hücrelerinin yerleştirildiği petri çanaklarına eklemişler. Amerika Kanser Araştırmaları Derneği’nin yayın organı Cancer Research dergisinde yayımlanan çalışmada kanser hücrelerinin yayılmasının, yani gelişip bölünmesinin önemli ölçüde baskılandığı gözlenmiş.
Colorado Üniversitesi Eczacılık Profesörü Rajesh Agarwal, çalışma sonuçlarının etkileyici netlikte olmasına işaret ediyor, ancak ekstrenin meme kanserine karşı tedavi amacıyla kullanılmasından önce yeni deneylerin hayvan denekler üzerinde gerçekleştirilmesi gerektiğinin de altını çiziyor.
kaynak:NTV
Acı Kavun ( Eşek Hıyarı ) hakkında !
Bu bitkinin taze meyvesi sıkıldığında, bitkinin tohumlarını da içeren mukus benzeri bir salgı fışkırtır. Bu özelliği nedeniyle, örneğin İngilizce'de "squirting cucumber" (fışkırtan hıyar) olarak anılır. Meyvanın içindeki basınç 6 bar'a ulaşarak, içindeki tohumların kapsül patladığında 36 km/h ulaşmasını sağlar. Sinüzit tedavisinde kullanılabildiğine dair yorumlar olmasına karşın ciddi zararlara yol açabilir. Bu zararlar arasında mukoza tabakasında hasar, boğazda yanma, nefes almada güzçlük sayılabilir. Uzman hekime danışmadan kullanılması son derece tehlikelidir.Son olarak kanser hücrelerine karşı bir tedavi aracı olarak kullanılması düşünülüyor.
Avatar'ın gerçek yaşamdaki insanlar üzerindeki etkisi !
Sanal ortamdaki karakterlerin gerçek dünyanın sakinleri üzerindeki muhtemel etkilerini araştıran uzmanlar, "avatarların" kişinin hareket ve düşüncelerini etkilediğini tespit etti.
Araştırmayı yöneten, Stanford Üniversitesinden Jesse Fox, insanların, sanal dünyadaki benzerlerini, yani avatarlarını taklit etme eğiliminde olduğunu belirtti.
Fox, "Sanal dünyadaki figür, kişiye ne kadar çok benzerse etkileme gücü de o kadar fazla oluyor" dedi.
Araştırmada, sanal ortamdaki benzerlerini spor yaparken gören deneklerin de daha sonra spor yaptıkları, kendilerine benzemeyen figürleri spor yaparken izleyenlerde ise bu eğilimin düşük olduğu görüldü.
Kişi ile sanal benzeri arasında anlık bir bağın oluştuğunu ve bunun da kişinin bilinçaltına yerleştiğini ifade eden Fox, Amerikalı yönetmen James Cameron'un "Avatar" filminin sanal benzerlerin gerçek kişi üzerindeki etkisine ilgiyi artırtığını söyledi.
kaynak: NTV
İlginizi Çekebilecek Haberler :
Araştırmayı yöneten, Stanford Üniversitesinden Jesse Fox, insanların, sanal dünyadaki benzerlerini, yani avatarlarını taklit etme eğiliminde olduğunu belirtti.
Fox, "Sanal dünyadaki figür, kişiye ne kadar çok benzerse etkileme gücü de o kadar fazla oluyor" dedi.
Araştırmada, sanal ortamdaki benzerlerini spor yaparken gören deneklerin de daha sonra spor yaptıkları, kendilerine benzemeyen figürleri spor yaparken izleyenlerde ise bu eğilimin düşük olduğu görüldü.
Kişi ile sanal benzeri arasında anlık bir bağın oluştuğunu ve bunun da kişinin bilinçaltına yerleştiğini ifade eden Fox, Amerikalı yönetmen James Cameron'un "Avatar" filminin sanal benzerlerin gerçek kişi üzerindeki etkisine ilgiyi artırtığını söyledi.
kaynak: NTV
İlginizi Çekebilecek Haberler :
Altın Ayı ödülünü 'Bal' aldı !
60'ıncı Berlin Film Festivali Berlinale, iki hafta süren sinema şölenine son noktayı haftasonunda yapılan ödül töreniyle koydu.. Ama kuşkusuz Türkiye sinema tarihi açısından 46 yıl sonra gelen bir ilkle..
Festivalde Türkiyeli yönetmenlerin oyuncuların bulunduğu bir çok eser yer aldı ama Semih Kaplanoğlu'nun yönettiği "Bal" bir yarışma filmi olmanın ötesine geçti, ve Metin Erksan'ın 1964 yılında yönettiği Susuz Yaz filminden sonra ilk kez Türkiye adına Altın Ayı kazanan film oldu.
Güney Kutbu'ndan kopan serseri buzul Avustralya'nın güneyinde yüzüyor...
Güney Kutbu'ndan bu ay başlarında kopan ve şu sıralarda Avustralya'nın güneyinde yüzen buz dağının okyanuslardaki canlıları da olumsuz etkilemesinden endişe ediliyor.
Ayrıca milyarlarca ton ağırlığındaki buz dağının su sirkülasyonunu engellemesi durumunda, okyanuslardaki dip suyu miktarını azaltabileceği, bunun da Atlas Okyanusu'nun kuzeyine kıyısı olan ABD, Kanada ve Avrupa'da kışların daha soğuk geçmesine neden olabileceği tahmin ediliyor.
Tüm dünyadaki dip suyunun dörtte biri bu bölgede oluşuyor.
Ayrıca milyarlarca ton ağırlığındaki buz dağının su sirkülasyonunu engellemesi durumunda, okyanuslardaki dip suyu miktarını azaltabileceği, bunun da Atlas Okyanusu'nun kuzeyine kıyısı olan ABD, Kanada ve Avrupa'da kışların daha soğuk geçmesine neden olabileceği tahmin ediliyor.
Tüm dünyadaki dip suyunun dörtte biri bu bölgede oluşuyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)